Yoga ve İlişkiler: Parçadan Bütüne Bir Yolculuk
Neden “ilişkiler” teması?
5–9 Haziran’da Şirince’de yapacağımız “Yoga ve İlişkiler Kampı”na doğru yaklaşırken, bu yazıyla kampın ardındaki yaklaşımı, ilişkililik üzerinden şekillenen pratikleri ve felsefi altyapısını paylaşmak istedim.
Yoga kampında neden ilişkileri odağa alıyoruz?

Çünkü bugün birçok yoga pratiği — belki istemeden — yalnızca bireye odaklanan bir yapıya bürünebiliyor. Kendilik farkındalığı elbette çok kıymetli ama bu farkındalık bazen “her şeyi kendi başıma çözmeliyim” gibi yalnızlaştırıcı bir algıya dönüşebiliyor.
Oysa bence zenginlik tam aksine, beraberlikte ortaya çıkıyor.
Birbirimizi olduğu gibi görmeye başladığımızda, değiştirilmeye çalışılmadığımızda ve kendi halimizle ilişki kurabildiğimizde… orada enerji akmaya başlıyor.
Kendilik ve bağ kurmanın dengesi
Zenginlik dediğim şey, kendimizi daha iyi anlamaya başladığımızda, kendimizi zorlamadan ama aynı zamanda görünür kılabildiğimiz bir akışla ortaya çıkar.
Bu anlayış, başkalarıyla paylaşıldığında katlanarak çoğalır.
Yalnızlık ancak istenildiğinde güzeldir.
İlişkide de yalnız kalabildiğimiz, alan tanındığı zaman.
Zorunlu yalnızlık değil, farkındalıkla seçilen yalnızlık kıymetlidir.
Yoga pratiğinde ilişki nedir?

Yoga pozlarına bedenin parçalarının birbiriyle kurduğu ilişki üzerinden bakıyorum.
Dirsek, omuz, kalça, diz, ayak bileği… Her bir parça diğerleriyle iletişim içinde.
Bütünlük dediğimiz şey, aslında bu parçalar arasındaki ilişki kalitesidir.
O yüzden yoga pozları da, özünde birer ilişkilenme pratiğidir.
Ve bu ilişkiler, bedenimizin rahatlamasına, yüklerin dengeli dağılmasına ve nihayetinde kendimiz olma haline hizmet eder.
Yoga ve İlişkiler Kampında Neler Yapacağız?

Bu kampta önce bedensel ilişkilere bakacağız.
Sonra buradan çevremize, insan ilişkilerine ve yaşamdaki pozisyonlarımıza doğru genişleyeceğiz.
Bu yoga ve ilişkiler kampı boyunca hem fiziksel pratiklerle hem de somatik keşiflerle ifade bulma, görülme, sorumluluk alma gibi temalarla çalışacağız.
Bu çalışmalar hem eğlenceli hem dönüştürücü olacak.
Paylaşımlarla derinleşen, bedende hissedilen bir bağ kurma süreci…

Felsefi zemin ve kamp manifestosu
Bizim kampımızın bir manifestosu var — ve bu manifestoyu yaklaşık 15 yıldır koruyoruz:
“Kimse kimseyi değiştirmeye çalışmaz.”
Hepsi bu.
Herkes kendi ifadesini getirir. Herkes kendine döner.

Sinema, etkilenme ve meditasyon

Biz, şu an 4.5 milyar yıllık Dünya tarihinin, ortalama 50 yıllık bir evresindeyiz.
Ve belki farkında bile olmadan, dünyanın ilk sinema jenerasyonlarından biriyiz.
Sinema henüz 100 yaşında bile değilken, biz onun etkisiyle büyüdük.
Sinemaya “yedinci sanat” denir.
Çünkü edebiyat, müzik, görsel sanatlar gibi birçok disiplini birleştirir ve bizleri çok katmanlı biçimlerde etkiler.
Charlie Kaufman’ın bir söyleşisinde söylediği gibi:
“Yönetmen, insanları etkilediği için sorumluluk taşımalı.”
Bu söz içime işledi.
Ve o günden beri, kamplarda zaman zaman sinema perdesiyle çalışıyoruz.
İlişki sahnelerini birlikte izliyor, hissediyor, meditasyon yapıyor, kendi iç dünyamızla bağlantılar kuruyoruz.
Sonra paylaşmaya başlıyoruz.
Görüyoruz, duyuyoruz, anlıyoruz.
Ve büyüyoruz.

Sonuç: Birlikte genişleyen bir alan

Bu yoga ve ilişkiler kampı parçadan bütüne, bedenden hayata uzanan bir ilişkililik deneyimi olacak.
Her seviyeden katılımcıya açık, daha önce yoga yapmış olmanız gerekmiyor.
Yalnızca kendinizi ve diğerlerini anlamaya açık olmanız yeterli.
Charlie Kaufman’ın yönetmenlik üzerine yaptığı bu röportajı buradan izleyebilirsiniz.
5–9 Haziran | Şirince / Stoa
Katılmak isterseniz:
Kayıt ve detaylı bilgi için tıklayın