Bhagavad-Gita’da, üç ana yoga türünden bahsedilir. Bunlar “Jnana Yoga”, “Karma Yoga” ve Bhakti Yoga”dır. Yoga felsefesi bu üç yoga türünden gelen anlayışla hayat bulur.
Jnana Yoga
“Jnana Yoga” ya ayırd edici farkındalığımız sayesinde bize iyi gelen ve gelmeyen şeyleri eşit mesafeden görebilmemiz olarak bakabiliriz. Zihnin ikilikçi doğası acı ve zevk dolu anları bize göstererek bunların farkına varmamızı sağlar. “Jnana” kelimesi bilgi manasına gelir. Bedende his olarak açığa çıkan bu bilgiler sayesinde fiziksel olarak yolumuzu daha kolay bir şekilde bulabiliriz.
Bunun psikolojik karşılığı ise olanlardan öğrenebilme yeteneğimizin gelişmesidir. Böylece kendimizi ifade ettiğimiz anların içinde açığa çıkan zevk hissiyle, veya kendimizi ifade edemediğimizin anların içinde açığa çıkan acı hissiyle özdeşleşmeden, olanlardan öğrenerek yaşayabiliriz.
Bu bizi suçluluk ve gurur duygularına girmeden, yaptığımız yanlışlardan ve doğrulardan öğrenerek yaşadığımız bir hayata götürür. Bu anlayış sayesinde çevremizi suçlamayı da bırakırız. Bununla beraber başarı anlarında da, gururlanmak yerine o anın zevkini rahatça yaşayabilme yetimiz gelişir. Böylece kendi mutluluğumuzu veya çevremizdelerin mutluluğunu da daha rahat bir şekilde paylaşabiliriz.
Karma Yoga
“Karma Yoga” her şeyin neden-sonuç ilişkileriyle birbiriyle bağlantılı olduğunu görmemizle ilgilidir. Doğduğumuz için ölürüz. Karma en basit anlatımla hareketle ilgilidir. Yaşamın akışı içinde her şey, birbiriyle etkileşim içindedir. Her şeyin bir nedeni ve sonucu vardır. O sonuçlar da başka nedenleri oluşturur. Bu sistemin içinde hiç bir şey dışarıda kalmaz. Karma Yoga hareketin, yani yaşamın doğasını anlamakla ilgilidir.
Bunu anlamanın en kolay yollarından biri dalgalara bakmaktır. “Dalga” aslında hareketin adıdır. Dalgalara baktığımız zaman hareketin doğasını görürüz. Dalgalar doğar, büyür ve ölür. Dalgalara baktığımız zaman birbirlerinden ayrılarmış gibi görebiliriz. Fakat aslında hepsi birbiriyle etkileşim halindedir. Birbirlerini etkilerler. Bir dalga bittiği için diğeri başlar. Ve bu böylece devam eder. Ve hepsinin özü aslında sudur.
Dalgalara baktığımız zaman bunu anlamak kolaydır çünkü bu akış önümüzde sürekli olarak ve hızlıca hızlıca gerçekleşir. Fakat bu durum aslında her şey için geçerlidir. Yaşamlarımızın süresi daha uzun olduğundan ve bu süreç daha yavaş bir şekilde gerçekleştiğinden bunların oluşunu, aynı sadelikte göremeyebiliriz. Fakat dalga metaforu, aslında her şeyin özünün bir olduğunu ve yaşamın sürekli hareket ederek şekil değiştiren bir döngüden oluştuğu yönünde anlayış geliştirmemizi sağlar.
Bhakti Yoga
“Bhakti Yoga” egomuzun dışına çıkmak ve böylece büyük resmi görmemizle ilgilidir. Adanma veya Hizmet yogası olarak da geçer. Mesela bazı aşramlarda hizmet eden kişilerin Bhakti Yoga yaptığı söylenir. Bununla birlikte insanın kendisinden çok daha büyük bir sistem olduğunu ve kendisinin de bunun bir parçası olduğunu görmesine kapı açılır.
Bu şekilde yapılan çalışmaların dışında, bunu kendi sıradan hayatımızın içinde de anlayabiliriz. Bhakti yoga dünyanın bir tek bizim arzu ve hırslarımızdan oluşmadığını, herkesin benzer bir çabanın içinde olduğunu görmemizle ilgilidir. Algımız bu yönde gelişir.
Bu beraberinde mutevazılığı getirir. Küçüklüğümüzü anlarız. Bunun beraberinde özgünlüğümüzü de görürüz. Böylece kendimize özgü olanın değerini daha iyi biliriz. Ve aslında ne kadar kendimiz olursak, bütüne de o kadar çok hizmet edebiliriz. Çünkü kendi ifademiz ne kadar açığa çıkarsa, bu bütünün de o kadar yararına olur.
Patanjali’nin Yoga Sutraları
Patanjali’nin yoga sutralarında da, Bhagavad-Gita’daki bu üç yoga türünün adı geçer. Bu üç yoga türü de aslında birbirleriyle etkileşim halinde ve bölünmez bir bütünlük içindedirler. Bu anlayış yoga felsefesinin temelini oluşturur. Patanjali’nin yoga sutralarına “Raja Yoga” yani kral yogası denir. Raja Yoga bu üç yoga türünden gelen anlayışı da kapsar.
Raja Yoga, her şeyin birbiriyle bağlı olduğu hayatın akışı içinde (Karma), açığa çıkan acı ve zevklerden öğrenerek (Jnana) kendimizi bulmak ve böylece bütüne en yüksek potansiyelimizle hizmet etmekle (Bhakti) ilgilidir.
Yoga felsefesi anlatılırken, bu yoga türlerinin manalarıyla ilgili genelde hep çok büyük resimlerden bahsediliyor. Örneğin karma hakkında genelde büyük etkileşimlerden bahsediliyor. Mesela ailenizden size gelenler veya yaptıklarınızın gelecek nesillere etkileri gibi. Oysa karma hareketle ilgili ve aslında beden parçalarının birbiriyle olan ilişkisinde de görülebilir.
Jnana aynı şekilde, yani ayırd edici bilgi her beden parçasınında ayrı ayrı sinyaller(bilgiler) halinde kendini gösteriyor. Jnana bunun kendisi. Beden sürekli his üreterek, sinyaller göndererek bize bunu söylüyor.
Ve Bhakti büyük resme, bütüne hizmet etmek olarak anlatılıyor. Aslında aynı anlayış beden parçalarının birbiriyle olan ilişkisine baktığımızda da görülebilir. Bir beden parçası kendisi olduğu zaman, kendi üzerine düşeni yaptığı zaman, bütün bedene hizmet ediyor. Ve bütüne yaptığı en büyük hizmet, kendisi olduğunda oluyor. Kendisi olduğunda tüm sistem rahatlıyor. Bundan çok şey öğrenebiliriz.
Yoga felsefesi ile hareket uygulamasının bağlantısı
Beden parçalarının üzerine düşen sorumluluğu aldıkları zaman sistemin rahatlamasından, üzerimize düşen sorumluluğu aldığımız zaman kendi ilişkilerimizde de rahatlama olabileceğini anlayabiliriz. Veya tam tersini düşünelim. Bazı beden parçalarının alması gereken sorumluluğu almaması ve başka parçalarının onların yükünü taşımaya başlaması durumunda sakatlıkların olabileceğinden, bizim de başkalarının almaları gereken sorumluluğu kendi yükümüzmüş gibi taşımaya başladığımız durumlarda psikolojik veya fiziksel rahatsızlıklar yaşayabileceğimizi görebiliriz.
Hatha Yoga’nın kalbi Raja Yoga
Jnana, Karma ve Bhakti anlayışları yani yoga felsefesi ortaya çıktığı sıralarda dünyada günümüzdeki gibi sistematik bir şekilde yoga hareket uygulamaları yoktu. Bu metinlerde bir tek rahat-sağlam (Sthira-Sukha) duruş olarak “Asana”dan bahsediliyor. Hatha Yoga yani sistematik bir şekilde fiziksel hareketlerin yapıldığı uygulamalar daha sonra başladı.
Jnana-Karma-Bhakti Yoga anlayışlarına, başkalarıyla olan ilişkilerimizden yola çıkarak bakmak yerine, beden parçalarının ilişkilenmesinin içinde baktığımda, Raja Yoga’nın Hatha Yoga’nın kalbi olarak uygulamanın içinde yattığını anladım. Anlatılan her şey, net bir matematikle beden bütünlüğünü doğruluyordu. Jnana (acı – zevk, his üretimi), karma (hareket aracılığıyla bağlantılar), bhakti (bütüne adanmak). Ve uygulamayı da bu yüzden hep bu şekilde paylaşıyorum.
Bu yazımda yoga felsefesi ile hareket uygulamasının bağını olabildiğince işlevsel bir şekilde açmaya çalıştım. Bir sonraki yazımda yoga hareket uygulamasının elementlerle olan ilişkisini anlatacağım. Bu yazıların hepsinin birbirini tamamlayan bir anlayışta olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple beraber okumanızda fayda var.
Ayrıca bu anlattıklarımı uygulamanın içinde deneyimlemeniz çok iyi olur. Bunun için isterseniz, haftaiçi veya haftasonu derslerimize katılabilirsiniz. Böylece okuduklarınız kavramda kalmayıp, beden bulmaya başlar.